FARABİ, BİRUNİ ve İBN-İ SİNA’DA EĞİTİM ve EĞİTİM YÖNTEMLERİ

Özet

 Farabî, Birunî ve İbn-i Sîna 10. Ve 11. Yüzyılda yaşamış, yazdıkları eserler, buldukları yöntemler ve çalışma metotlarıyla hem Türk-İslam Medeniyet Tarihine, hem de Dünya Medeniyet Tarihine damga vurmuş bilginlerdir. Kısa ömürlerine yüzlerce eser sığdırmışlardır. Tarihte ilk defa Eğitim Bilimi’ni Felsefe’den ayırarak hakkında müstakil eser yazan kişiler bunlardır. Eğitimin amacını, çeşitlerini, metotlarını eserlerinde ayrıntılı olarak ortaya koymuşlar, günümüz modern eğitiminin fikir babalığını yapmışlardır. Gözlem, Deney, Bilimsel Yöntem, Yaş Guruplarına Göre Eğitim, Okul Öncesi Eğitim, İkna Yöntemi, Gösteri Yöntemi, Uygulamalı Eğitim, Eğitim Teknolojisi, Örgün-Yaygın Eğitim ve Psikanaliz Yöntemini hem teorik hem de pratik olarak geliştirmişlerdir. Ahlâk ve değer eğitimine özel bir önem vermişler, öğrenci ve öğretmen yeterliklerini asırlar önce belirlemişlerdir. Günümüz eğitiminin vazgeçilmez teorileri ve bunların fikir babaları olan Dewey, Piaget, Freud, Rousseau gibi düşünürlere ilham kaynağı olanlar bahse konu Türk-İslam âlimleridir. Teorik bir çalışma olan tebliğimizde, İbn-i Sina, Farabi ve Birunî’nin eğitim görüşlerini, eğitim yöntemlerini, bilgiyi nasıl ürettiklerini, nasıl çalıştıklarını ortaya koyarak, Türk gençleri için Rol Model kişilikleri öne çıkarmayı ve motivasyon sağlamayı amaçladık. Çalışmamız tarihsel dokümantasyon analizi ve nitel bir desene sahiptir.

 

Anahtar Kelimeler: Farabî, İbn-i Sîna, Birunî, Eğitim, Eğitim Yöntemleri.

Key Words: Farabi, Biruni, İbn-i Sina, Education, Education Methods.

Abstract

Farabi, Biruni and İbn-i Sina are scholars who have lived in the 10 th and 11 th centuries and stamped on the Turkish-Islamic History of Civilization and the World History of Civilization with the Works they have written, methods and working with they have found. They have put hundreds of Works into their short life. Fort he first time in history, these are the individuals who have separated the Education Science from Philosophy and wrote about it independently. They set out the purpose of education, theirvarieties and methods in detail in their Works and they made the idea of modern day education. They have developed both theoretical and practical methods of observation, experiment, scientific method, education by age group, pre-school education, persuasion method, demonstration method, applied education, educational tecnology, formal-informal education and psychoanalysis. They have special importance to ethics and value education and they determined the competence of students and teachers centuries ago. The indispensable theories of today’s education and the inspiration for thinkers such as Dewey, Piaget, Freud, Rousseau who are their patriarchs, are the subject of Turkish-İslamic scholars. In our theoretical work, we aimed to bring forward the role model personalities and motivation of the young people of Turkey by showing the views of İbn-i Sina, Farabi and Biruni, their education methods how they produced the information and how they worked. Our Works has a historical documentation analysis and a qualitative design.

          1-GİRİŞ

Biruni 970 yılındfa Harizm’in merkezi Kâs’ta doğdu. Astronomi, Matematik, Fizik, Tıp, Kimya, Coğrafya, Tarih, Dinler Tarihi, Mimari ve Şehircilik, Biyoloji, Dil alanlarında çalışmalar yaptı ve eserler yazdı. Çocukluğundan beri kendisinde var olan araştırma tutkusu, çağının ilmi ve felsefi birikimini yeniden üretici tarzda değerlendirme başarısını göstermiştir.  Batılı düşünürler (Sarton-Barthold) O’nun yaşadığı döneme “Biruni Asrı”  demişler (Özcan, 2007:57), kendisi için de “Bütün zamanların en büyük bilginlerinden biri, İslam âleminin en büyük bilgini”  ifadelerini kullanmışlardır. Çağdaşı olan İbn-i Sina ile görüş alışverişinde bulunmuş, bütün Dünya’da haklı bir üne sahip olarak 1061 yılında Gazne’de vefat etti (TDVİA, VI:209).

Farabi Türkistan’ın Farab şehri yakınındaki Vesiç’te 871-72 yılında doğdu. Özellikle Felsefe, Kelam, Mantık, Psikoloji ve Ahlak ilmiyle uğraştı. Onlarca eser yazdı. Dünya’da Aristo’dan sonra ikinci öğretmen anlamında Muallim-i Sani ya da Abunaser diye bilinir (Çubukçu, 1977:23-27).  70 kadar eseri bulunan Farabi musiki ile de meşgul olmuş, İhsau-l Ulum eseri doğuda yazılmış ilk ansiklopedik eser olma özelliğini taşır (Aksoy, 2008:32). 948 yılında Şam’da vefat etti.

İbn-i Sina 980-81 yılında Buhara yakınlarındaki Afşana’da doğdu. Felsefe, Tıp, İlahiyat, Dil ve Ahlak alanında yüzlerce eser verdi. Doğu’da Eş-Şeyhu-r Reis, batı’da Avicenna (Filozofların Prensi) adıyla anılır. Deneycilikle akılcılığı birleştiren İbn-i Sina’nın 150 den fazla eser yazdığı bilinmektedir (Aksoy, 2008:44; Çubukçu, 1977:28,29)).  1037 yılında Hemedan’da vefat etti.

Her üç Bilginimiz de Dünya kültürü ve medeniyetinde çok derin izler bırakmışlar, eserleri, metodları ve buluşları yüzyıllar boyunca Batı ve Doğu üniversitelerinde okutulmuştur. Ortak özellikleri ise Multidisipliner çalışmaları ve Türklerin kurumsallaştırdığı Karahanlı-Gazneli Medreselerinin mezunları olmalarıdır. Söz konusu düşünürler Eğitim Bilim’ ni ilk defa Felsefe’den ayırmışlar ve sistemleştirerek, amacını, yöntemlerini, yaş guruplarına göre nasıl yapılacağını, okul öncesi dönem eğitimini, yaygın-örgün eğitimi, eğitim teknolojisini ayrıntıları ile açıklamışlardır. Bu anlamda Batı’da bir asırdan fazla bir geçmişi olmayan Eğitim Bilimi’ne (Yeni Eğitim) ve Eğitim Bilimcilere ilham kaynağı olmuşlardır.

Dewey, Alain, Durkheim, Piaget, Freud, Pestalozzi, Rousseau’nun teorileri ve uygulamalarını yaklaşık 9 asır önce Farabi, Biruni ve İbn-i Sina’da görmek mümkündür. Elbette kültürlerin birbirinden etkilenmesi, düşünürlerin etkilenmesi kaçınılmazdır. Ancak, bizim sahip çıkıp Dünya’ya tanıtamadığımız bu şahsiyetleri tanıtmak, eserlerini bulmak ve yayınlamak ta önemli bir meziyettir. Biz çalışmamızda söz konusu bilginlerimizin görüşlerini günümüz modern eğitimine onaylattırmak gibi bir amaç taşımıyoruz. Bütün Dünya’nın şu anda okuduğu ve kabullendiği Piaget, Dewey, Freud vb. nin eğitimle ilgili teorilerini yüzyıllar öncesinden bizim insanlarımız da düşünebilmişler ve uygulamışlardır. Hatta eğitimle ilgili ilk müstakil eserleri kaleme almışlardır. Aynı ruh ve motivasyonla bizler de yeniden düşünebilir, üretebilir ve bütün Dünya’ya kendimizi kabul ettirebiliriz.

  1. FARABİ, BİRUNİ ve İBN-İ SİNA’YA GÖRE EĞİTİM ve EĞİTİM

          YÖNTEMLERİ

          2.1. Biruni’ye Göre Eğitim ve Eğitim Yöntemleri

Biruni öncelikle Gözlem ve Deney’e büyük önem vermiş, bunlardan elde edilen sonuçları Tefekkür ve Akıl Yürütme ile birleştirerek Vahyin süzgecinden geçirerek gerçeğe ulaşılabileceğini söylemiştir (TDVİA, VI:209). Biruni’nin gözlemciliği daha çok Aristo kozmolojisine yönelttiği eleştirilerde kendini gösterir. Bir hipotezin deneyle test edilmesi fikrinin yanında ölçmeye verdiği değer, Biruni’yi fizik ve matematiğin modern kavranışına çok yaklaştırmıştır. O’na göre insan cüsse itibarıyla bir çok canlıdan küçük olmasına rağmen aklı sayesinde hepsine hükmedebilir (TDVİA, VI:209-211). Biruni’ye göre bilimsel düşünce ve Eğitimde özgürlük olmalı, akla uygun yöntemler kullanılmalı, bilimsel çalışma yapan insanlar cesaretlendirilmeli, çalışmalarına saygı duyulmalı, önlerindeki her türlü engel kaldırılmalıdır (Aksoy, 2008:40). Biruni’ye göre yaratılış itibarıyla kötülüğe meyilli olan insan, ancak dini ve ahlaki değerler vasıtasıyla (eğitimle) terbiye edinip mutluluğa ulaşabilir (Özcan, 2007:71). Biruni’nin 113 eserinin olduğu 30 kadar ilim dalı ile uğraştığı ve 6 yabancı dil bildiği aktarılmaktadır (Aksoy, 2008:35). Deney ve Gözlem bilimsel bilgiye ulaşmada vazgeçilmez yöntemlerdir. Öğrencilerde bilimsel tutum geliştirmek açısından son derece önemli bir yöntem olan Deney’de öğrencilerin gözlem, sınıflama, tahmin etme, ölçme, verileri kaydetme, yorumlama ve sonuç çıkarma gibi kazanımlar da elde etmeleri mümkündür. Gözlem ise davranışları ayrıntılı olarak araştırmada kullanılan veri toplama tekniğidir. Doğal ve sistematik olarak iki şekilde yapılabilir (Kanadlı, 2015:306,307, 314; Sönmez, 2011:249).

          2.2. Farabi’ye Göre Eğitim ve Eğitim Yöntemleri

Farabi’ye göre eğitim mutluluğu ve mükemmelliği yakalamanın yegâne yoludur. Disiplin, düzeltme, değerlendirme, rehberlik ve öğrenme temel esaslardır. Milletler eğitimle kuramsal değerleri oluştururlar, bu değerleri uygulayarak ahlaki davranışlar ortaya koyarlar. Sahip olduğumuz nazari bilgilerden bir kısmı insanda doğuştan mevcuttur ve insan bunların nereden geldiğini bilmez. Çünkü bunlar ilk bilgilerdir. Bilgilerimizin diğer kısmı ise öğrenmekle, düşünmek ve araştırmakla elde edilir. İkinci tür bilgiler birinci tür bilgi ile elde edilir ve daha önce bilmediğimiz şeyleri içerir. Bunlar araştırma ve öğrenim vasıtası ile inanç, rey ya da ilim haline dönüşmüş sonuç olurlar. Asıl maksat ise herhangi bir konu hakkında kesin bilgiye ulaşmaktır. Böyle bir bilgiye ulaşmanın yolu ise Mantık’ tır (Dağ-Öymen, 1974:22; Aydınlı, 2008:50,51).

Eğitim Seçkinlere verilen (özel) ve Halka verilen (Genel) olmak üzere ikiye ayrılır. Farabi’ye göre eğitimde iki temel yöntem vardır: İkna ve Gösteri  (Demonstrasyon) yöntemi. Öğretmede kolaydan zora doğru bir yol izlenmelidir. Varlıklar içinde tetkiki en kolay olan ve öğrenilen şey sayılar ve hacimlerdir. Bu nedenle öğretmeye aritmetik ve geometriden başlamalıdır. Daha sonra kademe kademe “mekanik” e kadar devam edilmelidir (Dağ-Öymen, 1974:25).  Normal insanlar ancak ikna edilirlerse yenilikleri kabul ederler. Bu nedenle halkı eğitmede İkna Yöntemi kullanılmalıdır. Bu yöntem, kesinliğe ulaşmasa bile dinleyicinin aklının tatmin edici şekilde ikna edilmesine yarar. Gösteri Yöntemi ise, göstererek açıklamaya dayanır. Teorik entellektüel erdemlerin öğretilmesinde kullanılır.

Farabi’ye göre iki öğretme yöntemi vardır: Dinleme ve Konuşmaya dayalı Öğrenme. Diğer insanların konuşma ve hareketlerini gözlemleme ve uygulamaya dayalı taklit yöntemi.Farabi özellikle çocuk eğitiminde çok önemli bir yeri olan Hayal Gücü’nün kullanılmasına da eğitimde ayrıca yer verir (Aydınlı, 2008:140).

Farabi’ye göre Öğretmen’de üç özellik bulunmalıdır.

1-İyi karakterli, ön yargısız, gerçeği arayan biri olmalıdır.

2-Öğretmeyi seven, gönüllü ve idealist biri olmalıdır.

3-Mesleği ile ilgili uzmanlaşmış olmalı, öğretme bilgisine sahip olmalıdır. Farabi,  modern öğretmende bulunması gereken vasıfları bu üç maddede özetlemiştir (Bacanlı, 2011:18).

Öğrencide bulunması gereken özellikleri ise şöyle sıralar:

Kavramları anlayabilmeli, kavradığı ve anladığının varlığını kabullenmeli, kavradığı ve kabullendiği şeyleri anlatabilmelidir. Günümüz eğitiminde kullanılan öğretim ilke ve yöntemlerinden birçoğunu yüzyıllar öncesinden Farabi’nin kullanmış olması enteresandır. Gösterme ve Yaptırma Tekniği, Demonstrasyon, Günlük Konuşma, Diyalog  bunlardan bazılarıdır (Sönmez,2011:222, 223, 246-248; ).

          2.3. İbn-i Sina’ya Göre Eğitim  ve Eğitim Yöntemleri 

İbn-i Sina’nın eğitimle ilgili çalışmalarını kısaca özetleyecek olursak: Eğitim bu dünyada gerekli olduğu kadar sonraki hayatta da mutlu olmak için gereklidir. İnsanın mükemmelleşmesinin şartı da eğitimdir. İbn-i Sina eğitim, bilim ve mutluluk arasında bir bağ kurmuş bunu “aklî tasavvuf” diye sistemleştirmiştir (Akyüz,2013:26). Ona göre eğitimin amacı sadece bilişsel değildir, bireyin moral değerlerini de kapsamalıdır. Bu nedenle eğitim bireyin kişiliğini bir bütün olarak (bedensel-zihinsel-karakter) ele almalı ve gelişimine katkıda bulunmalıdır. İbn-i Sina’ya göre eğitim bireyin fiziksel, zihinsel ve moral gelişimini sağlamalı; bireyin içinde yaşadığı toplumda kendi yeteneklerine uygun bir meslek seçimine yardımcı olmalı; bireyin gelişimini tüm aşamalarında yardımcı olmalıdır (Önder, 2014: 78).

İbn-i Sina’ya göre eğitimin sorumluluğu bireyi sadece iyi bir vatandaş olarak yetiştirmekle sınırlandırılamaz. Bireyin toplumsal gelişmeye katkıda bulunacak şekilde yetiştirilmesini de sağlamalıdır (Türk Milli Eğitim Temel Kanunu da aynı şeyi söylemektedir. Daşcan-Çelik:2014:1). Çünkü toplum, bireyler arasındaki hizmetlerin karşılıklı meslek veya yeteneklerine göre değişimiyle oluşturulmuş yaşam alanıdır.

İbn-i Sina yüzyıllarca önce eğitimi yaş guruplarına göre aşamalandırmış ve bununla ilgili ayrıntıları sıralamıştır. Bugün bütün dünya Piaget’nin yaş guruplarına göre geliştirdiği bilişsel öğrenme (Zihin Gelişimi Kuramı) kuramını okumaktadır (Bacanlı, 2011:83-98). 20. Yüzyıl da ortaya atılan Piaget’nin ve diğerlerinin kuramlarından yüzyıllarca önce İbn-i Sina ve çağdaşı olan Türk-İslam âlimleri hem teorik hem de pratik açıdan bu kuramları ortaya koymuşlardır. Ancak bizim ülkemizde ve İslam dünyasında yeterince araştırılmamış, tanınmamışlar; yine ağırlıklı olarak batı dünyasındaki çalışmalardan etkilenmişiz.

İbn-i Sina doğumdan itibaren çocuğun eğitimi ile bilinçli olarak ilgilenilmesini istemiş; göbek kordonu’nun kesilmesinden, yattığı odanın temizliğine ve özelliklerine kadar birçok konuda ayrıntılı bilgi vermiştir. O’na göre çocuk kötü huylar edinmeden eğitimine başlanmalıdır. Çünkü çocukta her huyu alma yeteneği vardır. Bir huy çocukta yerleşince onu söküp atmak zordur. İyi huylar teşvik edilmeli, kötü huylar kınanmalıdır (Dağ-Öymen, 1974:34,35).  Çocuğun yetişmesinde şiirin önemine dikkat çeken İbn-i Sina, önce hatırlanması kolay, ahlaki öğüt içeren ve basit şiirlerden başlanması gerektiğini söyler.  Çocuklar tek başlarına değil, iyi aile çocuklarıyla birlikte eğitilmelidir. Temel eğitim bitince yeteneğine göre mesleki eğitime başlanmalıdır (Dağ-Öymen, 1974:35). Doğum Sonrası Eğitim dönemi diye adlandırdığı bu safhada yapılması gereken işleri şöyle sıralamıştır: Çocuğun göbeği hijyen kurallarına uygun kesilmeli, temiz bir pamukla kıvrılarak bağlanmalıdır. Kundaklanan çocuğun vücuduna masaj yaparak rahatlaması sağlanmalıdır. Orta dereceli sıcaklıkta bir odada uyumalıdır. Odaya direkt güneş ışığı gelmemeli, yatağına yatırıldığında başı bedeninden yukarıda olmalıdır.

3-5 yaş çocukluk dönemi diye adlandırdığı dönem için şu önerilerde bulunmaktadır: Çocuk ahlaki ve ruhsal yönden etkileneceği şiddetli olaylardan uzak tutulmalıdır. Sütten kesildiği andan itibaren kötü huylar edinmeden ahlak eğitimine başlanmalıdır.  Beden ve hareket gelişimi için, uykudan uyandığında banyo yaptırılmalı, oynamasına izin verilmelidir. Kahvaltıdan sonra uzun bir süre oyun oynamasına müsaade edilmelidir(Akyüz,2013:28). Çağdaş eğitimcilere göre de çocuk oyunla öğrenir ve oyun çocuk eğitiminin vazgeçilmez bir etkinliğidir (Bacanlı, 2011:113). Zevk ve davranış gelişimi için çocuğa ninni söylenmeli, müzik dinletilmelidir.

6-14 yaş arasında çocukların ciddi eğitim almaları gerektiğini söyleyen İbn-i Sina, bu dönemde çocuğun okula gönderilmesinin gereğini vurgular ve okullarda hiçbir ayırım gözetmeden bütün kesimlerin çocuklarının birlikte okuması gerektiğini, iyi arkadaşlarla tanışmasını ve vakit geçirmesi gerektiğini söyler (Akyüz,2013:28). Okulda Din ve ahlak eğitiminin, Kur’an, şiir ve güzel yazı yazma, beden eğitimi, sanat ve meslek eğitiminin iyi bir şekilde verilmesi gerektiğini savunur. Ahlak ve fazilet eğitimine özel bir önem veren İbn-i Sina, bunun için yapılması gerekenleri şöyle sıralar: Nefsin isteklerine uymamak, Yalandan kaçınmak, İyileri sevmek, iyilik yapmak, fenalıktan men etmek (Akyüz,2013:26). Bu dönemdeki çocukların yaşıtları ile birlikte eğitim görmesinin önemini vurgular.

14 yaş ve sonrasını eğitimde uzmanlaşma dönemi olarak niteleyen İbn-i Sina, bu dönemin temel eğitimin tamamlandığı dönem olduğunu söyler. Söz konusu dönemde Meslek Danışmanlığını önermektedir (Dağ-Öymen, 1974:34,35). Dewey’in Progresivizm görüşü ile benzerlik söz konusudur (Erdiller, 2012:64). Eğitimin amacını, kişinin yeteneklerini en üst düzeye kadar geliştirip kötülüklerden arınması ve mutluluğa ulaşması, yaratanı bilmesi ve unutmaması şeklinde tanımlar (Akyüz, 2013:26).

Öğretmenlere de özel bir önem veren İbn-i Sina, öğreticilerde bulunması gereken vasıfları şöyle sıralamaktadır: Öğretmenlik bir uzmanlık alanıdır ve herkes bu mesleği yapamaz. Dürüst, bilgili, inançlı, insaflı, temiz, kibar, pedagojik bilgisi olan, çocukların yeteneklerini, ilgisini keşfeden, çok sert ve çok yumuşak davranmayan, davranışları ile çocuklara örnek olan kişiler öğretmen olmalıdır (Akyüz,2013:28).

Yaş guruplarına göre eğitimi yukarıdaki şekilde sistemleştiren İbn-i Sina, akıla önem vererek temel yasa kabul etmiştir (Winter, 2016:43). Eğitimi uygulamalı eğitim (mesleki bilgiler), teorik eğitim (alana ait genel bilgiler) olarak ikiye ayırır. Teorik eğitimi de “entelektüel eğitim” ve “yaygın eğitim” şeklinde tasnif eder. İbn-i Sina eğitim yöntemleri konusunda da ciddi önerilerde bulunur. Ona göre eğitimde uygulanması gereken yöntemler ilköğretimde uygulanması gereken ve yükseköğretimde uygulanması gereken yöntemler olarak ayırarak şöyle sıralar: Nezaket ve yumuşaklıkla muamele etme, ödül ve övgüye yer verme, kolaydan zora, basitten karmaşığa doğru bir yol izleme, sınıf ortamının eğitici etkisinden yararlanma, örneklerle anlatarak öğretme ve tekrarlama (Akyüz, 2013:28)

İlköğretimde öğretmenler öğrencilere öncelikle kolay akılda kalabilen, ezberlenebilir basit şifreler vermelidir. Öğrencilerin öğretmenler tarafından iyi ve olumlu davranışlara yönlendirilmesini, öğreticilerin örnek olmasını ister. İkna, sevgi ve şefkat, cesaretlendirme ve ödül ile öğrencilerin desteklenmesini tavsiye eder. Aşırıya kaçmamak kaydıyla problemli ya da öğrenmek istemeyen öğrenciler için aşamalı olarak uyarma, azarlama’nın yapılabileceğini belirtir. Yükseköğretimde ise kendisinin kullandığı yöntemleri tavsiye eder. Kendisi derslerinde tartışma, örneklerle açıklama, karşılıklı fikir alışverişi, öğrencilere yazdığı mektuplar, işlenen konu ile ilgili kaynakların verilmesi yöntemlerini kullanmıştır (Önder, 2014:79,80).

Görüldüğü üzere modern eğitimde günümüzde kullanılan yöntemleri İbn-i Sina yaklaşık bin yıl önce kullanmış ve sistemleştirmiştir. Okulun çocuğun kişilik gelişiminde çok önemli bir yeri olduğunu söyleyen İbn-i Sina, 20. Yy. eğitimcileri Dewey, Alain, J.locke, Rousseau, Pestalozzi ve Durkheim’dan önce ortaya koymuştur. Çocuğa görelik ilkesini önemseyen İbn-i Sina, deney, gözlem ve nedenleri araştırmaya dikkat çekmiştir. Günümüzde “bilimsel yöntem” olarak tarif edilen tekniğin en önemli iki ögesinin gözlem ve deney olduğunu söylemiş, duyusal algılamaya önem vermiştir (Çilenti, 1982:16; Winter, 2016.43). Eğitimde araç-gereç kullanımını (sınai öğretim) tavsiye eden İbn-i Sina Eğitim Teknolojisinin de kurucusu sayılır (Akyüz, 2013:30). Öğretim teknolojisinde önemli bir yeri olan Comenius’a (1592-1670) öncülük ettiğini rahatlıkla söyleyebiliriz. Comenius, bir konunun öğretilmesinde, konu ile ilgili gerçek eşyanın ya da onların resimlerinin duyu organlarının yardımı ile incelenmesi ve basitten karmaşığa gidilerek tümevarım yöntemiyle sonuca ulaşılmasını önermiştir. Bunun için resimli bir çocuk kitabı da yazan Comenius, çağdaş eğitim teknolojisinin öncüsü olarak takdim edilmiştir. Aslında Comenius’un önerdiği bu yöntem gözlem’in ilerisine gidememiştir.

Comenius’tan yaklaşık altı asır önce yaşayan İbn-i Sina, öğrenmede ve bilgi edinmede duyu organları ile yapılan gözlemlerin önemine dikkat çekerek; hatta Comenius’tan daha ileri giderek deneylerin ve deney sırasında yapılacak gözlemlerin bilgi edinmede ve öğrenmede tümevarım ve tümdengelim yöntemleriyle birlikte kullanılmasını önermiştir. Modern eğitimde deney önemli bir yöntemdir. Deneyi öğrenci yapıyorsa, bütün duyu organlarını kullanarak yalnızca gözlem yoluyla bilgi edinecek; yani yaparak öğrenme düzeyinde bir yaşantı kazanacaktır (Çilenti, 1982:17).  Bu yöntemler günümüz eğitimcisi için basit sayılabilir. Unutulmamalıdır ki günümüz eğitiminde kullanılan yöntemlerin 50 yıllık bir geçmişi vardır. Bin yıl önce bunların teorisini ve pratiğini ortaya koyarak sistemli hale getirmek; üstelik bunları tıp, felsefe, matematik, metafizik, coğrafya, jeoloji gibi asıl uğraş alanlarının yanında 50-55 yıllık bir ömüre sığdırmak saygı duyulması gereken bir husustur.

İn-i Sina altı tür öğretimden bahseder:

Zihni Öğretim: Öğretmen konuyu nedenleriyle ve örnekler vererek anlatır. Su donduğunda genişler ve kabını parçalar.

Sınai Öğretim:  Araç-gereç kullanılmasını göstererek öğretmek.

Telkini Öğretim: Tekrar ettirerek isimleri öğretir. Şiirden yararlanır.

Te’dibi Öğretim: Öğüt ve nasihat içeren öğretme şeklidir (Ahlak).

Taklidi Öğretim:  Öğretmenin rol model olması ve söylediklerinin benimsenmesi.

Tenbihi Öğretim: Öğrenciye karşılaştığı olayları, nedenlerini ve etkilerini öğretmek (Akyüz, 2013:29).

Dikkat edilirse bu yöntemlerin birçoğu günümüz modern eğitiminde kullanılan öğretme teknikleridir. Gösterip yaptırma, Demonstrasyon, Deney ve Gözlem, Küçük ve Büyük Gurup tartışması, Sokratik Tartışma, Model Alma bunlardan bazılarıdır (Sönmez, 2011:226-248; Senemoğlu, 2013:233).

İbn-i Sina’nın diğer önemli bir özelliği ise çocuk eğitimde çok önemli bir materyal olan hikâye ile ilgilenmiş olmasıdır. Anadolu’da “Ebu Ali Sina Hikâyeleri” adı ile anlatılan bu hikâyelerden bir tanesi çocukların okul sevgisi, başarısı ve motivasyonu için örnek teşkil edecek mahiyettedir. Çok küçük olduğu için okuldaki cebir ve geometri derslerine bir türlü ısınamayan ve anlamayan İbn-i Sina okuldan kaçarak bir kervana katılır. Kervan bir yerde konaklar ve İbn-i Sina’yı su getirmesi için kuyuya gönderirler. Kuyunun ağzında ortası delik kocaman bir taş ve suyu çekmek için bir iple kova vardır. İp sürtüne sürtüne kayayı oymuş ve kendine bir yol yapmıştı. Bu durum İbn-i Sina’nıjn dikkatini çeker. “Bir ip sürtünerek taşı kesiyor, oyabiliyor, kendine yol açıyorsa benim aklım niçin cebir ve geometriyi anlamasın” diyerek okuluna döner (Sakaoğlu, 1984:501-522; Bolay, 1988:88).

  1. SONUÇ ve ÖNERİLER

Farabi, Biruni ve İbn-i Sina bütün Dünya’yı düşünceleri ve eserleriyle etkilemiş şahsiyetlerdir. Özellikle eğitim alanındaki görüşleri günümüz eğitiminde geçerliliğini koruyan paradigmalar ve taksonomilerdir. Çok hızlı bir değişim yaşayan dünyamızda yeni şartlara ve gelişmelere ayak uydurmak sadece teknoloji alanında değil eğitim alanında da bir ihtiyaç haline gelmiştir. İnsanları, içinde yaşadıkları toplumları ve dünyayı tanımak sosyal bilimlerin özellikle de eğitim biliminin verilerinden faydalanarak mümkün olabilir. Ülkemizin ve dünyanın doğal kaynakları sınırlıdır. Bunlar bir gün bitecek ve başta enerji olmak üzere alternatif kaynaklar arayışı ön plana çıkacaktır. Bu arayış sürecinde ise bilgi ve teknoloji üretimi belirleyici unsur olacaktır.

Teknoloji ve İletişim Çağını yaşayan günümüz dünyasında geçmişle, geçmişteki yaptıklarımızla ve âlimlerimizle övünmenin fazla bir faydası yoktur. Bizim ne yaptığımız, ne ürettiğimiz ve teknolojiye, bilime neler kattığımız önemlidir. Yüzyıllar öncesinde kısıtlı imkânlarla bugüne kadar takip edilen ve uygulanan teorileri, görüşleri ortaya atan bilim adamlarımızın mirasına sahip çıkarak daha da geliştirmek ve ileriye götürmek hepimizin üzerine bir borçtur. Bunun yolu sistemli çalışmak, düşünmek ve bilgi üretmekten geçmektedir.

Söz konusu Türk-İslam âlimleri nasıl çalışmışlar, nasıl düşünmüşler ve nasıl bilgi üretmişler, bütün dünyayı etkilemişler, bunlara yoğunlaşmalıyız Yeni nesil için Farabi, Biruni, İbn-i Sina ve benzeri ilim adamları bu yönleri ile muhteşem birer rol modeldirler. İlgili derslerde bahse konu kişilerin öğrencilere tanıtılması, anlaşılması; motivasyon sağlamanın yanında yenilerinin yetişmesine de vesile olabilecektir. Dünya’da söz sahibi olmanın yegâne yolu bilgi ve buna dayalı teknolojiler üretmekten geçmektedir.

 BİBLİYOGRAFYA:

AKSOY, Nurşah, Tarihteki Ünlü Bilim Adamları, Karma Kitaplar, İstanbul 2008.

-AYDINLI, Yaşar, Farabi, İsam Yayınları, İstanbul 2008.

-ATAY, Hüseyin, Farabi’nin Üç Eseri, AÜİF Yayınları, Ankara 1974.

– FARABİ, El Medinetü-l Fazıla, Çev: Ahmet Arslan, Kültür Bakanlığı Yayınları, Ankara 1990.

-KAYA, Mahmut, “Farabi” Maddesi, TDV İslam Ansiklopedisi, C.XII, s.157, İstanbul 1995.

-KANADLI, Sedat, “Öğretim Teknikleri”, Öğretim İlke ve Yöntemleri, Ed: Tuğba Yanpar Yelken, Anı Yayıncılık, Ankara 2015.

-TÜMER, Günay, “Biruni” maddesi, TDV İslam Ansiklopedisi, C.VI, ss.206-216, İstanbul 1992.

-KAYA, Mahmut, “Farabi” maddesi, TDV İslam Ansiklopedisi, C.XII, ss.145-162, İstanbul 2016.

– AKYÜZ, Yahya, “Farabi’nin Türk ve Dünya Eğitim Tarihindeki Yeri”, AÜEBF Dergisi, C.15, S.2, Ankara 1982.

-AKYÜZ, Yahya, Türk Eğitim Tarihi, Pegem Akademi Yayınları, Ankara 2013.

-ALTUN, Adnan, “Ortaçağda (476-1453) Türk-İslam Dünyasında Bilim, teknoloji ve Sosyal Değişme”, Bilim, Teknoloji ve Sosyal Değişme, Ed: Bahri Ata, Pegem Akademi Yayınları, Ankara 2012.

-ÖNDER, Mustafa, Türk Eğitim Tarihi, Anı Yayıncılık, Ankara 2014.

-ÖZCAN, E. Sonnur, Bilgi Büyücüsü Biruni, Ötüken Yayınları, İstanbul 2007.

-ERDİLLER, Z. Berna, “Erken Çocukluk Eğitiminde Temel Kuram ve Yaklaşımlar”, Erken Çocukluk Eğitimi, (Ed:İbrahim H. Diken), Pegem Akademi Yayınları, Ankara 2012.

-BOLAY, Mehmet, N,  İbn-i Sina, Kültür Bakanlığı Yayınları, Ankara 1988.

-SERGEYEW, I.- WİNTER, K.- BLOCH, E., İbn-i Sina Aklın Ustası, Ter:Mehmet Çallı-Gazi Ateş, Evrensel Basım Yayın, İstanbul 2016.

-BİNBAŞIOĞLU, Cavit, Başlangıçtan Günümüze Türk Eğitim Tarihi, Anı Yayıncılık, Ankara 2014.

-BACANLI, Hasan, Eğitim Psikolojisi, Pegem Akademi Yayınları, Ankara 2013.

TDV İslam Ansiklopedisi, “İbn-i Sina Maddesi”, C.20, İsam Yayınları, İstanbul 1999.

MEB İslam Ansiklopedisi. “İbn-i Sina Maddesi” , C.5/II, MEB Yayınları, İstanbul 1968.

– ARABACIOĞLU, Celal, Çok Yönlü Filozof Hekim İbn-i Sina, Çukurova Ünv. Tıp fak. Yayınları, Adana 1983.

– DAĞ, Mehmet – ÖYMEN, H. Raşit, İslam Eğitim Tarihi, MEB Yayınları, Ankara 1974.

1001 İcat: Dünyamızda İslam Mirası, FTSC Yayınları, İstanbul 2010.

– İbn-i Tufeyl-İbn-i Sina, Ruhun Uyanışı Hayy İbn-i Yakzan, Çev: Yusuf Özkan Özburun ve Arkadaşları, İnsan Yayınları, İstanbul 2000.

– KÂHYA, Esin, “İbn-i Sina’nın Çocuk Ruh ve Beden Sağlığı ile İlgili Görüşleri”, II. Ulusal Çocuk ve Suç Sempozyumu, Ankara 2003.

– AKYÜZ, Yahya, “İbn-i Sina’nın Türk ve Dünya Eğitim Tarihindeki Yeri”, A.Ü.Eğitim Bilimleri Fakültesi Dergisi, C.15, S.2,  Ankara 1982.

– SEZGİN, Fuat, Bilim Tarihi Sohbetleri, Söyleşi: Sefer Turan, Timaş Yayınları, İstanbul 2015.

– ÇİLENTİ, Kamuran, “Bilimin Gelişimi İçinde İbn-i Sina ve Eğitim Teknolojisi”, A.Ü. Eğitim Bilimleri Fakültesi Dergisi, C.15, S.1, Ankara 1982.

– ÇUBUKÇU, İ.Agâh, İslam Düşünürleri, AÜİF Yayınları, Ankara1977.

– ALPER, Ö.Mahir, İbn-i Sina, İsam Yayınları, İstanbul 2014.

Eş-Şeyhu’r- Reis İbn-i Sina, DİB Yayınları, Ankara 2015.

– OKUMUŞ, Mesut, “İbn-i Sina’nın Hayatı, Eserleri ve Düşünce Sistemi Üzerine”, Eş-Şeyhu’r Reis İbn-i Sina, DİB Yayınları, Ankara 2015.

– SUNAR, Cavit, İbn-i Miskeveyh ve Yunan’da ve İslam’da Ahlak Görüşleri, AÜİF Yayınları, Ankara 1980.

– TÜMER, Günay, “Biruni” maddesi, TDV İslam Ansiklopedisi, C.VI, s.206.

– SÖNMEZ, Veysel, Öğretim ilke ve Yöntemleri, Anı Yayıncılık, Ankara 2011.

Öğretim İlke ve Yöntemleri, Ed: Tuğba Yanpar Yelken, Anı Yayıncılık,  Ankara 2015.

– SENEMOĞLU, Nuray, Gelişim, Öğrenme ve Öğretim (Kuramdan Uygulamaya), Yargı Yayınları, Ankara 2013.

– BACANLI, Hasan, Eğitim Psikolojisi, Pegem Akademi Yayınları, Ankara 2011.

4 Yorum

  1. Sayın Hocam çalışmalarınız insanda genel kültür oluşturması bakımından son derece faydalı buldum.Akıcı Sade ve öz de olması gerekenler emeklerinize sağlık istifade ettim .Saygılarımla Canan Pehlivan Kimya öğretmeni YTÜ yüksek lisans öğrencisi

Yorum bırakın